Günümüzün en önemli sorunlarından biri olan yetersiz ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları, en çok okul çağındaki çocukları etkiliyor. Öğrencilerin okul başarısına da etki eden bu sorunun öncelikle ailede çözülmesi, anne babaların sağlıklı beslenme alışkanlıkları ile çocuklarına örnek olması gerekiyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Uğur Çelik, Dyt. Merve Kaplan ve Dyt. Ceyda Nur Çakın okulların açılmasıyla birlikte önem kazanan, çocukların beslenme düzeniyle ilgili önerilerde bulundu.
Okulun açılmasıyla birlikte güne erken başlayan çocukların derslerinde daha verimli ve başarılı olması doğru beslenmelerinden geçiyor. Özellikle okula ilk kez adım atan çocukların yaşadığı çevresel değişiklik beslenme alışkanlıklarını da etkiliyor. Okul çağı (6-12 yaş) çocuklarda dengeli beslenme; hastalıklardan korunma, bilişsel performansın artışı ve büyüme ile gelişmenin devam etmesi için oldukça önemlidir. Özellikle okula ilk kez adım atan çocukların farklı bir çevreye girmesi mikroorganizmalarla tanışmasına vesile olurken, bu durum vücudun henüz karşılaşmamış olduğu hastalık yapıcı mikroorganizmalara tepki vermesi ile çeşitli enfeksiyonları beraberinde getirebilmektedir. Çocuğun çevresel ortamının değişmesi, beslenme davranışlarını da etkilemektedir. Çocukların genellikle diğer çocuklarda gözlemlediği beslenme şekline eğilimi artabilmektedir. Bu durum da sağlıksız beslenmeye kapı aralamaktadır.
Okul dönemlerinde çocukların yemek alışkanlıklarında pek çok değişim yaşanmakta olduğunu ve çocuklarda beslenme sorunlarının baş gösterdiğini belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Uğur Çelik, bu sorunlarla karşılaşmamak için ailelerin beslenmede dikkat edeceği noktalara değindi. Beslenmenin, sadece karın doyurmak ya da açlık duygusunu bastırmak olmadığını belirten Dr. Çelik, “Beslenme; insanın büyümesi, gelişmesi ve sağlıklı olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan tüm öğeleri vücuduna alıp, kullanabilmesidir” dedi.
BESLENME ÇANTASI KABUS OLMASIN
Okul çağı döneminin; büyüme ve gelişmenin hızlı olduğu ve besin ögesi gereksinimin yüksek olduğu bir dönem olduğunu belirten Dr. Çelik, duygusal gelişim hızının arttığı ve yaşam boyu sürecek davranışların kazanılmaya başlandığı bir dönem olduğuna dikkat çekti. Çelik, “Ayrıca bu dönem çocukların beslenme alışkanlıklarının geliştiği, ev dışında arkadaşlarıyla yemek yemeye başladıkları, yetişkin dönemdeki sağlıklı yaşamın temellerinin atıldığı önemli bir dönemdir. Bu nedenle aileler okulların açılmasıyla birlikte çocuklarına nasıl bir kahvaltı hazırlayacakları ve beslenme çantasına neler koyacakları konusunda endişe duymaktadırlar” diye konuştu.
ZORLAMA OLMAMALI
Beslenme alışkanlığı kazandırılmak istenen çocuklara, zorla bir şeyler yedirilmemesi gerektiğinin önemine değinen Dr. Uğur Çelik, bununla ilgili şöyle konuştu: “Öncelikle belirtmeliyiz ki; çocukların beslenme alışkanlıklarını doğru yönde değiştirmek nispeten kolaydır ancak bu durum biraz vakit alabilir. Bu noktada ailenin çocuğa rol model olması oldukça önemlidir. Bir yiyeceği sadece çocuğa yedirmeye çalışmak yanlış bir davranıştır. Çocuk aynı zamanda aile masasında da bu yiyeceklerin herkes tarafından yendiğini görmek ister. Beslenme alışkanlığı kazandırılmak istenilen çocuk asla zorlanmamalıdır. Ona yiyeceği besinlerin sağlayacağı faydalar anlatılmalıdır. Çocuk böylece kendini baskı altında hissetmeyecek ve severek yemek yiyecektir. Çocukların sağlıklı beslenmesi için dört besin grubundaki besinlerden yeterli miktarlarda, değişimli ve dengeli bir şekilde tüketmeleri gerekmektedir. Süt grubunda yer alan süt, yoğurt, et grubunda yer alan et, tavuk, yumurta, peynir, kuru baklagiller, sebze ve meyve grubu ve tahıl grubuna giren ekmek, bulgur, makarna, pirinç vb. besinlerin her öğünde yeterli miktarlarda tüketilmesi önerilmektedir.”
EN ÖNEMLİ ÖĞÜN KAHVALTI
Günün en önemli öğünü olan kahvaltı; çocuklarda dikkat, ders çalışma, anımsama ve öğrenme yeteneği ile bunların bütünü olan okul başarısı üzerinde çok önemli bir etkiye sahiptir. Sabah kahvaltısında; peynir, zeytin, yumurta ve mevsim sebzelerinin yanı sıra beyin gelişimi açısından önemli bir yere sahip olan omega–3 yağ asitlerinden zengin ceviz, pekmez ve fındık ezmesi ile az miktarda bal tüketimi uygundur. Kahvaltından sonraki ara öğünde ise sağlıklı besinler tercih edilmeli, paketli ya da hazır olarak satılan; pasta, bisküvi, kurabiye, çikolata, cips, kola ve gazlı içeceklerden uzak durulmalıdır. Çocuklar için ara öğünlerde; meyve, yoğurt ya da şekersiz süt tatlıları ile ayran, süt ya da taze meyve suyu sağlıklı seçenekler arasındadır.
DERS ARALARI İÇİN UYGUN SAĞLIKLI ATIŞTIRMALIK SEÇİN
Okul döneminde dengeli bir beslenme şekli oluşturabilmek için ilk adım, ders aralarındaki atıştırmalıkların sağlıklı seçeneklerden oluşmasını sağlamaktır. Çocuğun beslenme çantasına ders saatlerinin uzunluğuna uygun miktarlarda meyve; ceviz, çiğ badem, çiğ fındık gibi yağlı tohumlar ve süt ya da ayran gibi bir protein kaynağı konulmalıdır. Meyveler mevsimine uygun seçilmeli ve mümkün olduğunca kabuğu soyulmadan tüketilmelidir.
HER SABAH BİR YUMURTA HASTALIKLARLA SAVAŞMAYA YARDIMCI OLUR
Kahvaltı sağlam bir bağışıklık sistemi için önemli rol oynamaktadır. Kahvaltıda yumurta tüketimi hem kaliteli protein içeriği hem de antiviral özelliği sayesinde özellikle pek çok viral enfeksiyonla savaşmada etkili olmaktadır. Bu nedenle her sabah bir tam yumurta tüketmek hastalıklar ile mücadeleye yardımcı olacaktır.
MEYVE VE SEBZELERLE ÇOCUKLARINIZA RENKLİ ÖĞÜNLER OLUŞTURUN
Tüketilen sebze ve meyvelerin renkleri ne kadar çeşitli olursa vitamin- mineral alımı da o kadar iyi olmaktadır. Özellikle C vitamini ve beta-karoten alımının artırılması durumunda hücrelerin zararlı bileşikler ile savaşması o derece kolaylaşmaktadır. Turunçgiller, brokoli, kapya biber, yaban mersini, kuşburnu, havuç ve balkabağı gibi sebze-meyvelerle çocuklarınıza hem sağlıklı hem de renkli öğünler oluşturabilirsiniz.
MEYVELİ KEFİRİ MARKETTEN ALMAYIN, EVDE KENDİNİZ YAPIN
Yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da iyi bir bağışıklık sistemine giden yol sağlıklı bağırsaktan geçmektedir. Bağırsaktaki faydalı bakteri sayısının artışı bağışıklık sistemini de güçlendirmektedir. Her gün bir su bardağı kefir içmek bu bakterilerin çoğalmasına yardımcı olmaktadır. Marketlerde satılan meyveli kefirler şeker ve tatlandırıcı ilavesi içerdiğinden özellikle çocuklar için çok fazla önerilmemektedir. Ancak çocukların içimini kolaylaştırmak için sade kefir ile sevilen bir meyveyi karıştırmak ve isteğe bağlı olarak içine az miktarda bal eklemek daha sağlıklı bir tüketim sağlayacaktır.