Yaz tatilinde çocuklar diğer mevsimlerdeki rutinlerinin dışına çıkarak yenilenir ve deşarj olur. Bu aşamada çocukların bir molaya ihtiyaç duyduğunu unutmamak gerekiyor. Buna karşın yaz tatilini hayata bir “dur” komutu verilmiş gibi yaşamak yerine, tatili hayatın bir parçası olarak geçirmek gerekiyor. Herkesin görev ve sorumlulukları yaz tatilinde de devam ediyor. Çocuklar yaz tatilinde hiç ders çalışmazlarsa öğrendikleri bilgiler zayıflayabilir ve hatta bu bilgileri tamamen unutabilirler. Bu nedenle bilgileri yazın da kullanmaya devam etmeleri gerekiyor. Yaz tatilinde yeni bir bilgi öğrenmeye kısa bir ara verseler bile halihazırda öğrenmiş olduklarını tekrar etmeleri ve kendilerini geliştirmeleri önemli.
İnceleme: Canan GÜLEÇ
Yaz tatili öğrenme kaybı öğrencilerin bir yıl içerisinde öğrendikleri bilgilerin 3 aylık süre sonunda hatırlanmasında güçlük çekilmesi ve bu bilgilerin bir bölümünün hatırlanmamasıdır. Tatilde öğrenme kaybı akademik eğitim öğretim yılı içinde çocukların öğrendikleri bilgilerin, becerilerin ve davranışların tatil boyunca unutulması, tatilde öğrenme kayıpları olarak açıklanmaktadır. Çocuklar bir yıl boyunca okulda gördükleri bilgilerden, deneyimlerden, etkinliklerden ve davranış kalıplarından uzak dururlarsa çocuklarda bu süreçle ilgili öğrenme kayıpları meydana gelir. Bu anlamda tatil tam bir risk faktörü oluşturur.
Ondokuzmayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İlköğretim Anabilim Dalında “Yapılandırmacı Yaklaşım Temelli Yeni İlköğretim Programı Kılavuzluğunda Gerçekleştirilen Öğretim Etkinlikleri Sonrası Yaz Tatili Öğrenme Kayıpları” başlıklı bir tez hazırlayan Egemen Umut Şen, şu sonuçları paylaşıyor: “İlköğretim birinci kademe üçüncü sınıf öğrencilerinde Matematik ve Hayat Bilgisi temel öğrenme alanlarında, yaz tatilinde anlamlı düzeyde öğrenme kaybı yani unutma gerçekleşmiştir. En yüksek kayıp Matematik temel öğrenme alanında, daha sonra ise Hayat Bilgisi temel öğrenme alanı ve Türkçe temel öğrenme alanındadır.
Yaz tatili öğrenme kaybının ortaya çıkmasının sebebi, öğrencilerin uzun süre öğretim etkinlikleri ve öğretim ortamlarından uzak kalmaları dolayısıyla öğrenmiş oldukları bilgi ve becerileri kullanmamalarıdır. Öğrencilerin uzun süreli olarak öğretim etkinliklerinden uzak kalmamaları için eğitim öğretim yılı içerisinde yarıyıl tatiline benzer iki veya üç ara dönem verilmesi ve üç aylık uzun yaz tatilinin kısaltılması önerilebilir. Yaz aylarının sıcak geçtiği düşünüldüğünde yaz aylarına denk gelen öğretim döneminde öğrencilerin sınıf ortamından uzaklaştırılmaları sağlanabilir. Ülkemiz gerçeklerine bakıldığında kırsal kesimlerde yaşayan öğrenciler tatillerde gezme fırsatı ve imkanı bulamamaktadırlar. Ancak farklı yerlerde yaşayan akrabalarının yanına giderek bulundukları şehirlerin dışına çıkabilmektedirler. Birçok öğrencinin yaz tatilinde bulamadığı imkanlar sağlanarak kamp veya geziler düzenlenebilir. Böylece öğrenciler yıl boyunca öğrendiklerini tekrar etme ve böylece unutmama imkanı bulurken, tatillerini kontrollü bir ortamda geçirebileceklerdir.
YAZ OKULU, ÖĞRENME KAYBINI ÖNLEYEBİLİR Mİ?
Yüksek kaliteli yaz okulu programları, geleneksel öğrenme metotlarını, ders verme ve test kitaplarını gerektirmemeli, yaz süresince öğrenmenin devam etmesi için öğrencilere yollar göstermeli, eğitsel alan sezileri, zevk için okuma, yeni kültürlere ve fikirlere maruz kalarak kazanımlar sağlama gibi güçlü informal öğrenme deneyimlerini içermelidir.
Araştırmanın alt problemleri doğrultusunda yapılan analiz sonuçlarına göre; Türkçe ve Matematik temel öğrenme alanında özel ve devlet okulu olarak, okul türüne göre anlamlı düzeyde yaz tatili öğrenme kaybı bulunmuştur. Devlet okulu öğrencilerinde yaz tatili özel okul öğrencilerine oranla daha fazla unutmaya neden olmuştur. Eğitim kurumlarının ülkenin geleceğini yetiştirdiği düşünülürse, eğitim kurumlarının sorumlulukları hiç de basite alınamaz. Eğitim kurumlarının bu sorumluluklarını yerine getirebilmesi için de her türlü imkana sahip olması gerekmektedir. Anayasamız her bireyin eğitim alma hakkını korumaktadır. Fakat her öğrenci özel okullardan faydalanamamaktadır. Devlet okullarının fiziki şartlarının geliştirilmesi sayesinde öğrencilerimizin daha kaliteli eğitim almalarına olanak sağlanmalıdır. Böylelikle yapılandırmacı yaklaşımın gerektirdiği öğretim etkinliklerine de olanak sağlanmış olunacaktır.
Müstakil sınıflı okul ve birleştirilmiş sınıflı okul olarak öğrencilerin öğrenim gördüğü okul yapısı ile Türkçe, Matematik ve Hayat Bilgisi temel öğrenme alanları yaz tatili öğrenme kayıpları düzeyleri arasında anlamlı bir farkın olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılan t-testi sonuçlarına göre, her üç öğrenme alanı için de anlamlı düzeyde bir farklılık bulunmamıştır.
Okullarda kullanılabilecek kütüphanenin bulunması ile yaz tatili öğrenme kaybı sadece Hayat Bilgisi temel öğrenme alanında anlamlı düzeydedir. Kütüphane olmayan okullarda öğrenim gören öğrencilerde Hayat Bilgisi temel öğrenme alanı yaz tatili öğrenme kaybı kütüphane olan okullara öğrenim gören öğrencilere göre daha fazladır.
Kütüphanesi olmayan okullara kütüphane kazandırılması, kütüphanesi olan okulların kütüphanelerinin zenginleştirilerek öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek kaynak kitapların kazandırılması, böylelikle öğrencilere araştırma yapma imkanı sağlanarak, araştırarak öğrenme yaşantıları gerçekleştirmelerine olanak sağlanmalıdır.
Öğrencilerin öğrenim gördüğü okullarında kullanılabilecek bilişim teknolojileri sınıflarının bulunması ile Türkçe, Matematik ve Hayat Bilgisi temel öğrenme alanları yaz tatili öğrenme kaybı düzeyleri arasında anlamlı bir farkın olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılan t-testi sonuçlarına göre, her üç öğrenme alanı için de öğrencilerin öğrenim gördüğü okullarında kullanılabilecek bilişim teknolojileri sınıfının bulunması ile yaz tatili öğrenme kayıpları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Bilgi çağı olarak anılan günümüzde bilişim teknolojileri insan hayatına birçok kolaylık sunmaktadır. Kütüphanelerin yerini bilgisayarlar almaktadır. Bir tek bilgisayardan birçok kitaba, birçok bilgiye ulaşılabilmekte ve ulaşılan bu bilgiler kolaylıkla kullanılabilecek biçimlere dönüştürülebilmektedir. Özellikle bilgisayarların farklı duyu organlarına da hitap ettiği düşünülürse, öğretim etkinlikleri için basılı materyallerden daha kullanışlı oldukları kabul edilebilirdir.
Yapılandırmacı yaklaşım temelli yeni programda yer alan kazanımların kazandırılması için gerçekleştirilen öğretim etkinliklerinde de bu bilişim teknolojilerinden yararlanmanın faydası olacağı düşünülmektedir. Hem öğrencilerin teknolojik okuryazarlıkları artırılmakta hem de öğretim etkinliklerine daha aktif katılmaları sağlanmaktadır. Fakat okulda bilişim teknolojileri sınıfının olması öğrencilerin bu sınıfı ihtiyaçları dahilinde kullanabildikleri anlamına gelmemektedir. Öğrenciler genel olarak bilişim teknolojileri sınıfını Bilişim Teknolojileri dersinde kullanma imkanı bulabilmektedir. Birçok okulda temel öğrenme alanlarında bilişim teknoloji sınıfının kullanılabildiğinin söylenmesi zordur. Oysa öğrenciler bilişim teknolojileri sınıflarını tüm derslerde, teneffüs ve öğle aralarında kullanma imkanı bulabilse, okullarda kullanılabilecek kütüphane olması faktöründe olduğu gibi okullarda bilişim teknolojileri sınıfının bulunmasının yaz tatili öğrenme kayıplarına olumlu etkisi olacağı düşünülmektedir.
Bilişim Teknolojileri dersi haricinde temel öğrenme alanlarında veya öğrencilerin araştırma yapma ihtiyaçları olduğunda bu sınıflardan yeterince yararlanabilip yararlanamadıkları araştırılmalıdır. Okullarda Bilişim Teknolojileri Dersi haricinde kullanılabilecek alternatif bilişim teknolojileri sınıfı bulunması sonucunda öğrencilerin ders dışı etkinliklerinde bu sınıflardan yararlanabilecekleri, araştırmaları bu sınıflar aracılığı ile kolaylıkla yaparak etkili öğrenme yaşantıları kazanabilecekleri düşünülmektedir. Bununla birlikte, eğitim teknolojilerindeki gelişmeler ve eğitim teknolojilerin öğretim etkinliklerinde kullanımının yararları göz önüne alınarak, sınıflarda bilgisayar temelli eğitim teknolojilerinin kullanımına ağırlık verilmelidir.
TATİLDE İNTERNETİN KULLANIM ŞEKLİ ÖNEMLİ
Evinde bilgisayar ve internet bağlantısı olup olmamasına göre yaz tatilindeki öğrenme kaybı değerlendirilirken, her üç öğrenme alanı için de öğrencilerin evde bilgisayarı ve internet bağlantısının olması ile yaz tatili öğrenme kayıpları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Öğrencilerin yaz tatili süresince bilgisayar ve internet bağlantısını ne amaçlı kullandıkları araştırılmalıdır.
Eve günlük gazete veya süreli yayınlı dergi alınıp alınmaması durumuna göre yaz tatili öğrenme kaybı değerlendirilirken, evine gazete alınmayan öğrencilerin yaz tatilindeki öğrenme kaybı tüm temel öğrenme alanlarında daha yüksek bulunmuştur. Türkçe temel öğrenme alanında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir fark vardır.
Okullarda veli bilgilendirme toplantıları yapılarak, öğrenci velilerine yapılandırmacı yaklaşım, bu yaklaşıma dayalı yeni ilköğretim programı ve bu yaklaşıma göre öğrenme biçimleri hakkında bilgiler verilebilir. Velilere öğrencilerinin öğrenme biçimi açıklanarak, öğrencilerinin en iyi öğrenme yaşantılarını gerçekleştirebilmesi ve öğrenmelerini günlük yaşamında uygulayabilmesi için velilerin gerekli tedbirleri almaları sağlanabilir. Bu veli bilgilendirme toplantıları yolu ile öğrenci velilerinin okuma alışkanlığının öğrenci okuma alışkanlığında ve buna bağlı olarak öğrenme kaybındaki etkileri ile ilgili bilgiler verilebilir. Veliler okumaya teşvik edilebilir.
EVDE KİTAPLIK OLMASI ÖNEMLİ ETKEN
Evde kaynak kitapların bulunduğu bir kitaplığın olması ile Türkçe, Matematik ve Hayat Bilgisi öğrenme alanları yaz tatili öğrenme kaybı düzeyleri arasında anlamlı bir farkın olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılan t-testi sonuçlarına göre, her üç öğrenme alanı için de evde kaynak kitapların bulunduğu bir kitaplığın olması ile yaz tatili öğrenme kaybı arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Evde kaynak kitapların bulunduğu bir kitaplığı olan öğrencilerin evde bulunan kitaplıklarının ne kadar yeterli olduğu ve öğrencilerin yaz tatilinde bu kitaplardan ne oranda yaralandıkları araştırılmalıdır.
ÇOCUĞUN KONTROLSÜZ YAZ TATİLİ GEÇİRMESİ GELİŞİMİNİ OLUMSUZ ETKİLER
Çocukların yaz tatili dönemlerini planlarken, yaş dönemlerine dikkat edilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, planlamanın yaş gruplarına göre yapılması gerektiğine dikkat çekiyor. Okul öncesi eğitimi alan çocukların aynı düzeni devam ettirmelerinin gelişimleri için önemli olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, 11 yaş sonrası çocuklarınsa yaz kamplarına katılmalarının daha uygun olacağını söylüyor. Aydoğdu, 0-6 yaş grubu çocuklar için ise ailelerinden uzun süre uzak kalacak planlamalar yapılmaması gerektiğine dikkat çekiyor. Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, çocukların yaz tatilini nasıl daha verimli değerlendirebileceği hakkında açıklamalarda bulundu.
MAKSİMUM VERİM ALINABİLMESİ İÇİN YAŞA UYGUN PLANLAMA YAPILMALI
Çocukların yaz tatili dönemlerini belirlerken, yaş dönemlerine dikkat edilmesi gerektiğini söyleyerek sözlerine başlayan Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “Farklı yaş dönemleri için farklı stratejiler belirlenmeli ve farklı düzenlemeler yapılmalı. Böylece çocukların yaz tatilinden maksimum verim almalarını sağlanabilir. Özellikle okul öncesi eğitimi alan çocukların, okul dönemindeki düzenlerine devam ediyor olmaları gerekir. Hem akran ilişkileri hem sosyal öğrenme hem de fiziksel gelişimleri için dikkat edilmesi gereken bir nokta. Bilişsel gelişimlerin de bunlara eşlik edebilmesi için yaz okulu gibi uygulamalara devam edilmesi oldukça önemli.” dedi.
ÇOCUKLAR AİLELERİNDEN UZUN SÜRE UZAK KALMAMALI
Okul öncesi eğitimi alan çocukları olan ve çalışan anne-babaların çocukların gelişimi için geniş aile bireylerinden destek almasının sık görülen bir durum olduğuna değinen Aydoğdu, “Ancak 0-6 yaş dönemindeki çocukların anne-babadan uzun süre ayrı kalarak uzak mesafede olması, onların gelişimi açısından çok olumlu ve sağlıklı karşılanmamaktadır. Bu yüzden mümkün oldukça evlerine yakında hatta evleri içerisinde bakım alabileceği şekilde düzenleme yapılması gerekir. Yaşanılan ilin dışında planlanan tatillerin de annenin veya babanın eşlik edebileceği zaman dilimlerinde yapılması daha uygundur.” şeklinde konuştu.
OKUL DÖNEMİNDE OLDUĞU GİBİ BELLİ BİR DÜZEN İÇERİSİNDE OLMALILAR
11 yaş sonrası çocuklar için yaz kampı gibi uygulamaların daha önemli olabileceğini belirten Aydoğdu, “Ön ergenlik dönemi içerisinde olan çocukların daha sık akranlarıyla birlikte olması, sosyal medya kullanımının kontrol altında tutulması ve yoğun fiziksel hareket içeren aktiviteler yapması, bütün gelişim basamakları için önerilen, yönlendirilen ve destek alınması gereken alanlar içerisinde yer alır. Tüm bu hususlar göz önüne alındığında, çocukların okul döneminde olduğu gibi belli bir program ve düzen içerisinde olması oldukça önemli.” ifadelerini kullandı.
ÇOCUĞA, ESNEK AMA KURALLARIN DA OLDUĞU TATİL İÇİN ALAN AÇMAK GEREKİR
Tüm bu düzenlemeleri yaparken çocuğun ne istediğinin göz önünde tutulması gerektiğinin altını çizen Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “Çocuğun yerine sadece aileler karar vermemeli. Seçenekler arasından çocukla birlikte karar vermek, çocuğun gideceği kurs hakkında söz sahibi olması önemli. Mümkünse süreci arkadaşlarıyla beraber karar verebileceği bir hale getirmek, onun da karar mekanizması içerisinde olması çocuğun öz güvenini de geliştiren bir durum.” dedi.
Çocuğun kontrolsüz bir şekilde bütün yaz tatili boyunca tek başına evde olmasının gelişim basamakları için olumsuz etkilere sahip olacağına vurgu yapan Aydoğdu sözlerini şöyle tamamladı: “Böyle bir durumda çocukta geceyle gündüz karışır, sosyal medya kullanımında sınırlar ve kurallar kalkmış olur. Tabii ki okul döneminde olduğu gibi çocuğu çok fazla sıkmak ve yönlendirmek de doğru bir yaklaşım değil. Çocuğa nispeten biraz daha esnek ama kuralların da olduğu bir yaz tatili geçirebileceği alan açmak, zaman yaratmak gerekir. Özellikle çocuğun kış döneminde, okul döneminde yapmak istediği ama okul şartları ya da hava şartlarından dolayı yapamadığı etkinler, dâhil olamadığı aktiviteler varsa bunlara katılması için teşvik edilmesi ve yönlendirilmesi oldukça önem arz eder.”
UZMANINDAN ÖĞRENCİLER İÇİN YAZ TATİLİ ÖNERİLERİ
Tatil sürecinin öğrencilere yeni deneyimler kazanma ve öğrenme fırsatı sunduğunu belirten Psikolog İrem Bengü Yılmazcan, seyahat etmek, farklı kültürleri deneyimlemek, yeni hobiler edinmek veya kitap okumak gibi aktiviteler, öğrencilerin motivasyonunu artırmaktadır diyor. Yılmazcan şöyle devam ediyor: “Yeni deneyimler çocuk ve ergenlerde olumlu yönde gelişme sağlıyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki deneyimlerle gerçekleştirilen öğrenmeler zihni hem daha çok besliyor hem de daha kalıcı oluyor. Özellikle yaz ayları çocukların yeni deneyimler kazanmaları için büyük bir fırsat. Bir fizik dersinde birçok formülle öğreneceği denge kavramını çocuk, ağaca tırmanarak hem deneyimliyor hem de bu deneyim zihninde kalıcı oluyor. Bu nedenle yaz tatilinde çocukların mümkün olduğunca sanat, kültür ve doğa etkinliklerine teşvik edilmeleri önemli olacaktır. Tatil sürecindeki bu deneyimler, öğrencilerin ilgi ve meraklarını canlı tutarak öğrenme sürecine olumlu katkı sağlayabilir.”
Yaz döneminin aynı zamanda öğrencilere zaman yönetimi becerilerini geliştirme fırsatı sunduğunu belirten Psikolog Yılmazcan, yaş grubu fark etmeksizin kendi zamanlarını planlama, günlük tutmak, tatil boyunca belirli hedefler koyma ve bu hedeflere ulaşmak için disiplinli çalışma gibi aktiviteler, öğrencilerin motive olmalarını sağlayarak zaman yönetimi becerilerini geliştirme fırsatı sunuyor diyor.
YAŞ GRUPLARINA GÖRE PLAN YAPILMALI
İlkokul düzeyi (6-11 yaş) öğrencileri:
Oyun ve etkinlikler: İlkokul çağındaki çocuklar için tatil sürecinde oyun ve etkinlikler çok önemlidir. Parklarda oyun oynamak, doğa yürüyüşleri yapmak, bisiklete binmek, yüzme gibi fiziksel aktiviteler yapmak, çocukların enerjilerini harcamalarına yardımcı olur.
Kitap okuma: Çocukları kitap okumaya teşvik etmek, kütüphaneleri veya kitapçıları ziyaret ederek çocuklara yeni kitaplar seçmeleri için fırsat vermek hem eğlenceli bir aktivite sağlar hem de okuma becerilerini geliştirir.
Sanatsal aktiviteler: Sanat galerilerini ve müzeleri ziyaret etmek, resim yapmak, yaratıcı yazma, el işi yapma veya müzik aleti çalma gibi sanatsal ve el becerilerini geliştiren aktiviteler, çocukların yaratıcılıklarını ve becerilerini keşfetmelerine yardımcı olur.
Ortaokul düzeyi (12-14 yaş) öğrencileri:
Hobileri geliştirme: Ortaokul çağındaki öğrenciler, tatil sürecinde hobilerini geliştirmek için zaman ayırabilirler. Müzik, spor, edebiyat ve resim gibi ilgi duydukları alanlarda atölyelere katılabilirler. Ayrıca bu yaş gruplarındaki öğrenciler için günlük tutma alışkanlığının kazanılması çok kıymetlidir.
Sosyal etkinlikler: Arkadaşlarıyla vakit geçirmek ve sosyal etkileşimleri sürdürmek, ortaokul öğrencileri için önemlidir. Film izleme, piknik yapma, oyun oynama gibi sosyal etkinliklere katılmaları teşvik edilebilir.
Araştırma ve keşif: Ortaokul öğrencileri, tatil sürecinde ilgi duydukları konularla ilgili araştırmalar yapabilir veya yeni konular keşfedebilirler. Bilim merkezleri, müzeler, sanat galerileri veya doğal alanlar gibi yerleri ziyaret etmek, öğrencilerin öğrenme deneyimlerini zenginleştirir.
Lise düzeyi (15-18 yaş) öğrencileri:
Staj veya gönüllü çalışmalar: Lise öğrencileri, tatil sürecinde staj yapma veya gönüllü çalışmalara katılma fırsatı bulabilirler. Bu, kariyer hedeflerine yönelik deneyim kazanmalarını sağlar ve gelecekteki tercihlerine yönelik daha iyi bir anlayış geliştirebilir.
Sınavlara hazırlık: Lise öğrencileri, tatil sürecini gelecekteki sınavlara hazırlık için kullanabilirler. Öğrenciler, üniversite giriş sınavları veya diğer sınavlar için çalışma programları oluşturabilirler.
Kişisel gelişim: Lise öğrencileri, tatil sürecinde kişisel gelişimlerine odaklanabilirler. Yeni beceriler öğrenmek, sanat, kültür ve spor etkinliklerine katılmak, liderlik becerilerini geliştirmek gibi aktiviteler planlamak bu yaş grubu için faydalı olabilir.