Eskiden ortaokullarda da zorunlu olan, daha sonradan kaldırılan, liselerde halen her ders için, her iki dönem de zorunlu olan ders dışı performans görevi/ ödevi, kanımca verimsiz, angarya, öğrencilerin yüksek not almak için fırsat olarak gördüğü, genellikle internet üzerinden indirilen, usulen yapılan çalışmadır. Tabii ki istisnaları vardır.
Gerek ortaokullardaki derslerimde, gerekse lisedeki derslerimde, öğrencilerime bizzat çalışarak, emek sarf ederek ve de kendilerini ifade edebilecekleri, herhangi bir süslü kapak, dosya kullanmayacakları, nitelikli çalışmalar vermişimdir.
Bir keresinde 8. sınıflara, internette gördüğüm bir uygulama üzerinden bir ödev vermiştim; “Allah’a bir mektup yazacak olsanız, ya da cennette karşılaşacak olsanız, O’na ne söylemek isterdiniz? Ve buna Allah’ın cevabı ne olurdu?”
Avrupa ve Amerika’da, 2-9 yaş arasındaki çocuklara, Tanrıya mektup yazmaları söylenmiş. Ve o mektuplardan bazıları internette yayınlanmıştı. Biz de dua konusunu işlemiştik. Allah’ın dualara cevap (icabet) vereceğini, O’nun cevabını nasıl duyabileceğimizi karşılıklı konuşmuştuk.
Konu, öğrencilerde çok ilgi uyandırmıştı. Allah’ın muhtemel cevabı ile ilgili ise malum cemaat kurslarına giden öğrencilerin hocaları ya da sözde rehberleri tepki göstermiş, ödevin ikinci sorusunu yapmamalarını sağlamışlardı.
Ancak, diğer öğrencilerim çok özgün şeyler yazmışlardı. En önemlisi ise, çocukların konuyu çok ciddiye almasıydı. Günlerce gündemlerini meşgul etmiş ve konu üzerinde düşünmüşlerdi.
Liseye atandıktan sonra da benzer çalışmaları yaptırmaya devam ettim. Birkaç senedir bazı sınıflarda uyguladığım, geçen sene ise tüm sınıflarda uyguladığım Performans çalışması kanımca en verimli ve anlamlı çalışma oldu.
Derin Maarif dergimizin ilk sayılarına yazdığım “Dokuzuncu Sınıflarda Din Konusu Nasıl Anlatılmalıdır?’ (https://www.derinmaarif.com/9-sinif-ogrencilerine-din-nasil-anlatilmalidir/) yazımda da belirttiğim gibi, din insani, fıtri sorumluluklarımız/ ödevlerimizdir. Allah’ın yüklediği bu sorumluluklarımız hayatımızın her alanını, tüm ilişkilerimizi kuşatmıştır. İnsanın Allah ile ilişkisini kuşattığı kadar, annesi ile, babası ile, doğa ile, hayvan ile, toplum ile vs ilişkilerini de kuşatmıştır. Bu çerçevede insanın yaptığı, insana yaraşır, insandan beklenen, insana uygun, insanlıkla bağdaşır her eylem iyi, güzel amel (Salih Amel) dir. Dinin kapsamı içindedir.
Kollektif Performans:
Yukarıdaki din tanımı çerçevesinde, Din K. Ve Ahlak Bilgisi dersinde ders dışı performans ödevi olarak kendilerinin ‘İyi’ ya da ‘Salih’ olarak niteleyebileceği örnek bir etkinlik yapıp, fotoğrafını ya da videosunu çekip, kısa bir açıklama yaparak gmail adresime göndermelerini istedim. Bir kısmı ile de birlikte bir organizasyon yaptık. Bu organizasyonlara katılan öğrencilere de ders dışı performans notu verdim. 40 öğrencim ile birlikte servis minibüslerine binerek, Bursa- Gökdere’de, dere boyundaki çöpleri ve geri dönüşüm atıklarını topladık.
İkinci bir organizasyonda da mahalle muhtarımız ve bazı gönüllüler ile birlikte Barış mahallemizin sokaklarını ve parklarını dolaşıp sigara izmaritine varıncaya kadar bütün çöpleri topladık.
Her iki performans etkinliği sonrasında konferans salonunda birer değerlendirme forumu düzenledik. Öğrencilerimizin neler hissettiklerini dinledik. Etkinlikler öncesinde ‘okuldan birkaç saatliğine kaytarmış olurum’ diye düşünen öğrenciler bile çok etkilendiklerini söylemişlerdi. ‘Doğayı, sokakları bu kadar kirlettiğimizi bilmiyordum’ diyenlerden tutun da, ‘artık etrafıma başka bir gözle bakacağım’ diyenlere kadar… Bir öğrencim, ‘hayatım boyunca yaptığım en anlamlı faaliyet oldu’ demişti. Başka bir öğrencim, ‘Bundan sonra asla etrafıma çöp atmayacağım’ dedi. Bir başka öğrencim, ‘Kendimi çok değerli hissettim’ dedi. Her iki etkinlikten sonra bazı öğrencilerimin birlikte hazırladıkları ‘basın açıklaması’ okunmuştu. Ve medyada ciddi bir ilgi çekti. Ayrıca internet haber sitelerinde ve sosyal medya hesaplarında da paylaşıldı, çevre kirliliği konusunda ve de gençlerin bu konuda bilinçlendirilmesi ile ilgili ciddi bir duyarlılık oluşmasına vesile oldu.
Bireysel Performans:
Bireysel olarak performans ödevini yapan öğrencilerin de neredeyse tamamı özgün bir fikir üretme, kimsenin aklına gelmeyen ve çok önemli şeyler bulma yarışına girmişlerdir. Ayağının inciten arkadaşının ayakkabısını bağlayan, yaşlı anneannesini, babaannesini, dedesini ziyaret edip ona yemek pişiren, kahve yapan, evini temizleyen, bir günlüğüne anne babasını dinlendirip, tüm ev işlerini yapan, mutfağa girip önlüğünü giyip bulaşık yıkayan, mezarlığı ziyaret edip dua eden, sokak hayvanlarını besleyen, sokaktaki çöpleri toplayan, şehitlikleri ziyaret eden, gülümsemek sadakadır konulu video çeken, küçük kardeşine ders çalıştıran, hasta ziyareti yapan, Bursa’nın kadim dinsel mekanlarını ziyaret edip, dua eden, resim çeken, tanımadığı insanların pazar çantalarını, poşetlerini evine kadar taşıyan, yardım kampanyalarına yardım edip makbuzunu paylaşan, yetim kumbarasına para atan… vs. daha başka bir çok özgün iyilikler/ salih ameller yapan öğrenciler oldu.
Bu konularla ilgili velilerden ve medyadan haber alanlardan çok fazla olumlu dönütler aldım. Birçok Öğretmen arkadaşım, kendi derslerinde de bu şekilde performans ödevi vereceğini söyledi. Velilerden aldığım teşekkür ve takdirlerin haddi hesabı yok. Bu ödev sonrasında öğrencilerde kalıcı davranış ve duyarlılık değişiklikleri olduğu, hem veliler tarafından bana aktarıldı, hem de bizzat gözlemledim.
Sonuç:
Eğitim, istemli bir davranış değişikliğine vesile olmaktır kimi eğitimcilere göre. Din K. Ve Ahlak Bilgisi dersinde öğrencilerin davranış anlamında bir şeyler kazanabilmeleri için, onları sınırlamadan, ‘İyi olduğunu bildikleri’ bir eyleme yönlendirmek, hem anlamlı ve tatmin edici bir performans görevi yapmalarını sağlayacak, hem de Dinin hayatın içinde çoğu zaman görmezden geldiğimiz ‘sorumluluklarını’ fark etmelerini sağlayacaktır.
Bir öğrencimin ödevine eklediği şu satırlarla söylersek, ‘İyilik yapmak sorumluluklarımızın dışında bir şeyler yapmakla olmaz. İyilik yapmak bizzat doğamızın gereğini yapmaktır. Doğamızın gereğini yaparak iyilik yapıyoruz. Sokakta muhtaç durumda olan birisine yardım etmek, ev işlerinde üstüne düşeni yapmak, akraba ve büyüklerimizi ziyaret edip gözetmek, sokak hayvanlarının yaşam hakkına sahip çıkmak, gördüğümüz bir çöpü – bizim çöpümüz olmasa da– yerden almak, insani sorumluluğumuzdur ve iyi bir şeydir. Bunu yapmadan da insani olgunlaşmamızı tamamlayamayız”