Bursa’da düzenlenen ‘III. Ulusal Bilim Kampı’ Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mustafa Safran’ın katılımıyla başladı. Safran, 2023 vizyon projesine değinerek, “Eğitimde başarılı ülkelerin bakanları ile görüştüğümüzde, eğitimi hükümet değil devlet politikası olarak benimsemelerinin ortak noktaları olduğunu gördük” dedi.
Canan GÜLEÇ
Bursa Tofaş Fen Lisesi’nin koordinesinde gerçekleştirilen ve 3 gün sürecek ‘III. Ulusal Bilim Kampı’nın ilk bölümü Bursa Uludağ Üniversitesi yerleşkesinde yapıldı. Kampın açılış programı dün saat 10:00’da Uludağ Üniversitesi Prof. Dr. M. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde MEB Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Safran’ın katılımlarıyla gerçekleştirildi. Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mustafa Safran, eğitim modelinin hükümetler değil devlet politikası olması gerektiğini söyledi. 2023 eğitimde vizyon projesi kapsamında amaçlarına değinen Safran, “Eğitimde başarılı ülkelerin bakanları ile görüştüğümüzde, eğitimi hükümet değil devlet politikası olarak benimsemelerinin ortak noktaları olduğunu gördük. Bizim 5 yıllık eğitim planında da bakış açımız budur, 2023 eğitim vizyon projesi öğretmen-öğrenci ve velilerin sürprizle karşılaşmasını önleyecektir. Her eğitim bakanı geldiğinde yeni bir model değişimi yapılması, devlet politikasına aykırıdır” dedi.
“İYİ BİR ÖĞRETMEN KÖTÜ MÜFREDATI DA KAZANIMA DÖNÜŞTÜRÜR”
Eğitimde başarının önemli aktörünün öğretmenler olduğunu vurgulayan Safran, müfredat değişimi tartışmalarına değinerek şunları söyledi: “Eğitim kalitesi öğretmen kalitesinin üzerinde değildir. Müfredat elbet önemlidir ama hiçbir şey öğretmen kadar belirleyici değildir. Hamlet, bu güne kadar yazılmış en güzel oyunlardandır ama yeteneksiz bir tiyatro ekibi oynarsa aynı hazzı alamazsınız. O nedenle eğer iyi bir öğretmenin elinde en kötü müfredat dahi önemli kazanımlara dönüşür. Proje okullarımıza özel önem veriyoruz, buralardan Fuat Sezginlerin yetişmesini istiyoruz.”
“ÇOCUKLARIMIZA MESLEK EDİNMEYİ ÖĞRETMELİYİZ”
Çocukların henüz okul öncesi dönemden itibaren üniversite eğitimi almak için yönlendirildiğini ancak mesleki yönlendirme yapılmadığını belirten Safran, yurtdışından bir örnekle meslek seçimini şöyle anlattı: “İngiltere’de sohbet ettiğim bir taksi şoförünün tarih mezunu olduğunu öğrenince şaşırdım. Meğer ülkedeki taksicilerin yüzde 6’sı tarih mezunuymuş. Bunun nedeni ise tarih mezunlarının kentin tarihine ve çevredeki müzelere, sanat eserlerine dair bilgilerinin derin olması. Havaalanından binen yolcuya bir yandan da çevreyi rahatça anlattıkları için özellikle seçiliyorlarmış. Bizim çocuklarımıza da meslek edinmelerini öğütlememiz gerek. Ara eleman ve meslek çalışanı ihtiyacımız çok büyük.”
“EZBERSİZ ÖDEVSİZ EĞİTİM OLMAZ”
Ailelerin çocuklar üzerinde aşırı kontrolcü olmalarını eleştiren Safran, “Helikopter aile istemiyoruz. Çocuk daha ana sınıfına başlamadan bütün eğitim yolculuğunu planlayan, çocukları adeta öğretmenin elinden kurtarmaya çalışan aileler istemiyoruz” dedi. Eğitim sisteminde ödevsiz-ezbersiz bir süreç beklentisini eleştiren safran konuşmasına şöyle devam etti: “Ödevsiz ezbersiz eğitim olmaz. Ödev veren öğretmen kötüdür ya da iyidir tartışmalarını bitirmek lazım artık. Eğitimde elbette ödev olacak, çocuk kendi başına derse dair çalışmasını hazırlayacak. Tartışmamız gereken ödevin miktarı değil, şekli ve çocuğa ne kazandıracağıdır. Kerat cetvelini ve edebiyatın temelindeki bazı şiirleri ezberlemeden eğitim yapamazsınız.”
“SİZ TEKNOLOJİYİ KULLANIN, O SİZİ KULLANMASIN”
Salonda bulunan öğrencilere de seslenen Safran, teknolojiyi kullanırken bağımlı olmamaları gerektiği uyarısında bulundu. Safran, çocukları sokakta oynamaya çağırarak şunları söyledi: “Diziniz kanamamışsa, arkadaşınızla küsüp barışmamışsanız, bir odaya kapanıp bilgisayarla kendinize dünya kurmuşsanız yaşamıyorsunuz demektir. Eskiden okul bahçelerinde maç yapmak için sıra beklerdik, şimdi hafta sonu bile bahçeler bomboş. Sizin oynadığınız oyunları tasarlayan teknoloji devlerinin çocukları 16 yaşına kadar kişisel bilgisayar edinmiyor ve okulda karatahtada eğitim alıyor. Siz teknolojiyi kullanacaksınız, teknoloji sizi kullanmamalı.”