Türkiye, İngiltere, Lübnan, İran, Portekiz ve Suriye kamplarında çocuklarla çalışan Qbicart Dolaşan Çocuk Atölyesi Yöneticisi Kübra Müjde, resimlerdeki renk ve çizimlerin küçük dünyaları anlattığını söyledi. Çocuklarla çalışmayı “yaşam projem” diyerek tanımlayan Müjde, “Savaştaki çocukları arındırmak ve hayal güçlerini keşfedebileceklerini göstermek için onlarla çalışmayı tercih ediyorum” dedi.
- Canan GÜLEÇ
Türkiye’nin sınır köyleri, Lübnan, İran, Portekiz ve Suriye kamplarında çocuklarla resim dersleri yapan akademisyen ressam Kübra Müjde Qbicart Dolaşan Çocuk Atölyesi ile 2017 yılı Kasım ayından bu yana da Londra müzelerinde ‘kısa boylu ressamlar’ ile çalışıyor. Londra’da Türkiye Başkonsolosluğu ile proje üreten ve 23 Nisan şenliğinde sergi açan Müjde, dünya çocuklarının duygularını gelecekte açacağı büyük bir sergiye taşımak istediğini söyledi.
“ÇOCUKLARLA ÇALIŞMAK YAŞAM PROJEM”
İspanya’da, Fransa’da, Lübnan’da atölyeler hazırlayan Müjde, “Çocuklarla atölye çalışmaya başladığımda bunun benim yaşam projem olduğunu anladım. Ailemden uzak yaşıyorum zaten, o halde tüm uluslara ulaşacağım bir yere yerleşmeliyim diye düşündüm. Biraz araştırmadan sonra Londra’yı tercih ettim. İlk atölyeme 25 kişi katıldı, çok güzeldi.” dedi.
MÜZEDE ÇALIŞMANIN KAZANIMLARI YÜKSEK
“Çocukların eğitimlerinin daha zengin, kazanımları daha yüksek olsun diye buradaki müzeleri seçtim” diyen Müjde çalışmaları hakkında şunları söyledi: “Burası dünyanın en az 12 büyük eserini sergileyen bir nimet. Çocukların eğitimleri daha donanımlı zengin olsun diye kazanımları yüksek atmosfer yani müzeleri seçtim. Düzenli olarak her hafta müzeleri dolaşıyoruz; National Gallery, Tate Modern, British Museum ve National History Gallery. Çocuklar çok güzel sorular soruyor, bazen yanıtlarını birlikte buluyoruz.”
ÇOCUKLAR İÇİN ULUSLARARASI TÜBİTAK PROJESİ
Oxford Üniversitesi’nden Eren Korkmaz’ın da ‘Dolaşan Atölye’ye destek olmayı düşündüğünü anlatan Müjde, TÜBİTAK’a hazırlayacağı projeye dair şu bilgileri dile getirdi: “TÜBİTAK projemi kabul ettiğinde Oxford’da misafir araştırmacı olacağım ve daha çok ülkede araştırma yapacağım. Geçen ay İran’da bir sergiye katıldım. ‘Neden buradasınız?’ diyenler oldu; sanat düşünürleri her şeyi batıda sanıyor, doğu kendi içinde çok zengin ve varlığını kendi içinde dönüştürerek başka bir varlığa çevirdi yanıtını veriyorum. Doğuda atölyeler yapacağım, Lübnan, Tahran, Şiraz’da atölyeler olacak. Dünya milletlerinin çocukların çizgileri inanılmaz değerli. Bu çizgileri arşivlemek ve ileride dünya çocuk sanat müzesini kurmak istiyorum. Ben Arap’ım ve maarif öğrenmek demek, umarım tüm çocukları çok güzel umutlara yol alacak, dünyanın daha güzel olacağına inancımızı tuttuğumuz sürece daha ileriye varacağımıza inanıyorum.”
DOĞU BATI FARKI KÜÇÜK ÇİZGİLERDE
Kübra Müjde, geniş bir kültürel alanda çocuklarla çalıştığına dikkat çekerek, kısa boylu ressamların resimlerinde neler gördüğünü anlattı: “Doğu ve batı arasındaki farkı çocukların resimleri anlatıyor. Doğudaki çocuklar hep ezberledikleri ve gördükleri şeyleri yeniden yeniden çiziyor, ama batıdaki çocuklar daha seçenekli imkanlardan geçtikleri için sürekli başkalaşan eserler çiziyorlar. Doğudaki çocukları arındırmak ve hayal güçlerini keşfedebileceklerini göstermek için onlarla çalışmayı tercih ediyorum. Doğudaki çocukların renkleri genelde sıcak renkler oluyor ama batıdaki çocuklarda spesifik renk yok, her rengi seçebiliyorlar.”
HARRAN’DAN DÜNYAYA ÇOCUK RENKLERİ
Qbicart Dolaşan Çocuk Atölyesi ile Londra’daki galerilerde “kısa boylu ressamlar” dediği öğrencileri ile dersler yapan ressam ve akademisyen Kübra Müjde, sanat ve eğitim hayatının temellerinin Harran’da atıldığını anlattı. Adana Kozan’da dünyaya gelen Müjde’nin hayatındaki değişim, babasının henüz çocukken Harran’daki göçebe çadırından kaçmasına dayanıyor. Çoban çadırında doğup büyüyen ve kaçıp yakın bir ilçedeki akrabalarının desteği ile okul hayatına başlayan çocuk, Kübra Müjde’nin sanat yolculuğunun da en önemli ilham kaynağı.
SANATA İLK ADIM SINIR KASABASINDA
Anaokulu öğrencisi olduğu yıllarda Akçakale sınır ilçesinde yaşadıklarını söyleyen Müjde o günlere dair şunları anlattı: “Öğretmenim çok güzel resimler yaptığımı ve bana bakınca bir ressam gördüğünü söylerdi. Halen düşünüyorum; öğretmen bana öyle söylediği için mi ressam oldum yoksa gerçekten bende bir yetenek görüyor muydu?” Urfa’da güzel sanatlar lisesinde eğitim alan Müjde, üniversite hayatına Ankara, İstanbul ya da İzmir’de güzel sanatlar fakültesinde devam etmeyi düşünürken, babasının etkisiyle Harran’da eğitim fakültesi okuduğunu söyledi. Üniversite ardından Bolu İzzet Baysal üniversitesinde yüksek lisans yapan Müjde, ‘en sevdiğiniz şey üzerine çalışırsanız, sonsuz seri üretirsiniz’ diyen hocasının tavsiyesi üzerine uyuyan insanlar çizmeye başlıyor.
“POTANSİYELİMİN KIRINTILARIYLA YETİNİYORDUM SANKİ”
İstanbul’da bir kolejde resim öğretmenliği yapan ve aynı zamanda Yeditepe Üniversitesinde doktora eğitimine başlayan Müjde, o günlerde içinde bir arayış başladığını ve rotasını gezilere çevirdiğini şu sözlerle anlattı: “Sergiler açıyordum, dersler veriyordum ama hayatımda eksik bir şeyler vardı. Sanki potansiyelim daha yüksekmiş de ben kırıntılarla yetiniyormuşum gibi geliyordu. Sonra gezmeye dolaşmaya başladım, Avrupa’ya açıldım, doğu ülkelerini gezdim. Her ay farklı bir ülke geziyordum ve 7 ülke 16 şehir gezdim. Her seferinde daha tatminsiz dönüyordum. Hayata geçirebileceğim bir sezi var içimde ama keşfedemiyorum. Bu arada da çocuklarla aram çok iyi ve onlarla resim yaparken yeniden anasınıfına dönüyor ve o yaştaki coşkumu yakalıyordum. Çocuklar da inanılmaz mutlu oluyorlardı. Sonra projemi hayata geçirdim; Qbicart Dolaşan Çocuk Atölyesi, kendimi bulmamın başlangıcı oldu.”