Merhaba…
Eğitimi önemseyen, dergiye destek veren, okuyan, katkı sunan güzel insanlar!
İtiraf etmeliyim ki konusu eğitim olan bir derginin bu kadar sıcak olacağını beklemiyordum. Doğrusu sıkıcı, bolca yazı ve soğuk bir yüzü olan bir dergi beklerken, oldukça şık, estetik kaygılar içeren, sıkıcılıktan uzak, insanın içini ısıtan bir dergi olmuş. Hazırlanmasında, emeği geçen herkesi kutluyorum.
Sizlere ikinci yazımda, yine meslek liselerinden bahsedeceğim. Bu kez meslek liselerinin çok bilinmeyen yönlerini dillendireceğim.
Dokuzuncu sınıfta hiçbir Anadolu lisesine ve mahalle mektebine giremeyen çocuklarımız zorunlu olarak meslek liselerine kayıt yaptırmaktadırlar. Ancak, okullarımıza gelen çocuklarımıza diğer Anadolu liselerinde ve fen liselerinde okutulan tüm dersler verilir.
Mevcut sistem, meslek liselerine kayıt yaptıran çocuklarımıza bir yandan, “sen akademik eğitim almaya uygun değilsin” diyerek, meslek liselerine yönlendiriyor, bir yandan da, “akademik eğitim veren Anadolu ve fen liselerinde okutulan dersleri okuyacaksın” diyor.
Bunda ciddi bir çelişki ve yanlışlık olduğu kanısındayım.
Benim düşünceme göre, bu çocuklar meslek liselerine yönlendirildiğine göre, doğrudan istediği bölüme/alana kaydedilmesi gerekir. Çocuk bilsin ki ben artık makineci olacağım, mobilyacı olacağım, tekstilci olacağım. Bir an önce okuluna ve mesleğine adapte olsun.
Şu anki sistemde çocuklarımız bir yıl boyunca kendini hiçbir mesleğe uygun görmüyor, fırsatını bulan bir şekilde mahalle mekteplerine nakil gidiyor. Diğerleri de nakil hayali ile okuduğu okulun ne kurallarını ne de disiplinini benimsiyor. Dolayısıyla verimsiz bir yıl geçiriyor. Ne kültür derslerinde başarılı olabiliyor. Ne de mesleğine adapte olabiliyor.
Öğrencimiz bir yılın sonunda Anadolu ve fen liselerinde okutulan derslerin tümünü görmüş ve öğrenmiş (!) olarak onuncu sınıfa geçiyor. Geçiş öncesi hangi alanda mesleki eğitim alacağını içeren dilekçeyi okul idaresine veren öğrencimiz başarı sıralamasına göre okulunda bulunan bir alana yerleşir. Kendi okulunda istediği alan yoksa, ilgi duyduğu alan/bölüm bulunan başka bir meslek lisesine kayıt yaptırır.
Bundan sonra artık mesleki eğitimin ayrıcalıklı bireyi olmuştur.
Ayrıcalıklı eğitim dediğimde bunun abartı olmadığını aşağıda göreceksiniz.
Milli Eğitim Bakanlığımızın Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü Mesleki ve Teknik Eğitimi Güçlendirme Projesi (MEGEP) 4 Temmuz 2000 Tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Avrupa Birliği arasında yapılan antlaşma kapsamında, Eylül 2002 tarihinde başlatılmış ve 5 yıl sürmüştür. Bu proje ile Ülkemizde geçerliliğini yitirmiş mesleklerin öğretimi sonlandırılmış çağın gerektirdiği yeni mesleklerin eğitiminin verilmesi sağlanmıştır. Bu proje ile birlikte, mesleki eğitime tüm meslek liselerinde modüler sistem uygulanmaya başlanmıştır.
Modüler sitem özel bir öğretim tekniğidir. Bir mesleği öğretirken, mesleğin gerekliklerini, kazanımlarını ünite ünite öğretilmesini sağlayan sistemdir. Mesleki eğitim açısında bir devrim niteliğinde olan bu sistem; gelişmeye ve eleştiriye açık bir sistemdir. Modüllerde yer alan bilgiler günün teknolojik gelişmelerine paralel olarak düzenli olarak güncellenmekte, geçerliliğini yitirmiş bilgiler sistemde çıkarılmaktadır. Alanında uzman Öğretmenler tarafından güncel bilgi ve teknikle yazılan modüller, elektronik ortamda herkesin kullanımına sunulmuştur. Yazılan modülleri kullanan eğitimciler modülün içeriği ile ilgili eleştirilerini yine dijital ortamda dile getirme imkanı da sunmaktadır. Dile getirilen yapıcı eleştiriler doğrultusunda modüller gözden geçirilmektedir. Daha anlaşılır bir dille ifade edecek olursak, Mesleki eğitim modülleri her mesleğin gerektirdiği teknik ve donanımlarını gelişen teknoloji ile birlikte sürekli güncellemekte, diri tutmaktadır. Kısacası kendini yenileyen, gözden geçiren, güncelleyen sürekli diri tutan bir eğitim materyali sistemidir. Modüler sistem hakkında detaylı bilgi edinmek isteyenler kısa adı “MEGEP” olan MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI, MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM PROGRAM VE EĞİTİM MATARYELLERİ adresine baş vurabilirler. http://www.megep.meb.gov.tr/
Meslek liselerinde Meslek derslerinin tamamı uygulamalı olarak yapılmaktadır. Öğrenci sınıf ortamından çıkıp sahaya inmektedir. Burada mesleğinin gerektirdiği bilgiler; görerek, dokunarak ve yaparak öğrenilir. Kullandığı, araç gereçlerin hiçbirine bedel ödemez, öğrenci mesleği ile ilgili bir projesi, bir fikri varsa bunun için okulun tüm imkanları seferber edilir, hayalindeki projeyi okulda hiçbir bedel ödemeden üretmeye çalışır. Bir nevi öğrencimiz hayaline dokunur.
Okullarımızda modüler sistemde sınıf sayısını da böleriz. Onuncu sınıfta bir grup 12 kişi olmak üzere bölünür. On iki kişiye bir meslek öğretmeni görevlendirilir. Bu sayıyı on bir ve on ikinci sınıfta sekize kadar düşebilir. Ayrıca meslek liselerine kayıt yaptıran öğrencilerimiz onuncu sınıftan itibaren okulu bitirene kadar bakanlığımız tarafından sigortalanmaktadırlar.
Meslek lisesini bitiren öğrencilerimize, lise diplomasının yanı sıra, aldığı eğitim dalı için iş yeri açma belgesi verilmektedir.
Şimdi soruyorum size hangi özel okulda veya başka bir devlet okulunda bu kadar öğrenci lehine eğitim öğretim verilmektedir.
Meslek lisesinde öğrencilere sadece eğitim-öğretim verilmemektedir. Öğrencilerimize hayallerine dokunma fırsatı tanınmaktadır.
Hedefleri, hayalleri ve üretim aşkı olan tüm gençleri meslek liselerine bekliyoruz.
Üretim hayalle başlar…