Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Endüstri 4.0 veya Eğitim 4.0 diyorlar. Eğer biz insanlığı bu şekilde algılarsak, eğitim sadece endüstrinin ihtiyaçlarını içerirse, endüstrinin ihtiyaçlarını eğitimin beceri seti diye kurgularsak eğitim 4.0 da eğitim 5.0 da deseniz, bu sadece eğitimin kaç sıfır yenik olduğunu gösterir.” dedi.
Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ile Türkiye Zeka Vakfı iş birliğinde ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi´nde düzenlenen “6. Zeka ve Yetenek Kongresi”nin açılışında bir konuşma yaptı. Uzun yılların birikimi olan bazı sorunların kısa sürede çözümlenmesini beklemenin doğru olmayacağını belirten Selçuk, “Bizim akşam düşünüp sabah bir şey yapma lüksümüz yok. Veriye bakmadan, fotoğrafı görmeden, analiz yapmadan bir karar almak gerçekten çok doğru değil. Zamana ihtiyaç var ama bu hiçbir şey yapmayacağımız anlamına da gelmiyor.” diye konuştu.
Bakan Selçuk, “insanlık” denildiğinde sadece kendi toplumunu anlayan bir uygarlık ile karşı karşıya olunduğunu söyleyerek, “Biz, ´insanlık´ dediğimizde, endemik bitkilerimiz dahil hepsini çocuklarımız, evlatlarımız olarak görüyoruz. Bütün insanları, çocukları, göz pırıltılarını hanemize kaydediyoruz. O sebeple, bizim insanlık olarak neden bahsettiğimizi yeniden tasavvur etmemize ihtiyacımız var.” değerlendirmesinde bulundu. Eğitimin sadece endüstrinin ihtiyaçlarına odaklanmaması gerektiğini vurgulayan Selçuk, “Endüstri 4.0 veya Eğitim 4.0 diyorlar. Eğer biz insanlığı bu şekilde algılarsak, eğitim sadece endüstrinin ihtiyaçlarını içerirse, endüstrinin ihtiyaçlarını eğitimin beceri seti diye kurgularsak, eğitim 4.0 da, eğitim 5.0 da deseniz, bu sadece eğitimin kaç sıfır yenik olduğunu gösterir.” ifadesini kullandı.
Selçuk, zeka tanımının geçen yıllara göre farklı yapıldığını vurgulayarak, şunları kaydetti: “Bu tanımsal çerçeveler bizi oldukça sınırlıyor. Mesela ben okullara gittiğimde hiç 200 alan çocuk görmedim, en fazla 100 alıyorlardı. Aslında bizim sınıflarımızda 200, 300 alacak çocuklar var. Fakat biz onlara, ´En fazla notunuz 100, sen de idare et. Otur oturduğun yerde, 100 almışsın daha ne istiyorsun.´ diyoruz. Aslında çocuk, ´Ben dünya çapında birisi olabilirim, sıçrama yapabilirim.´ demek istiyor fakat biz çocukları 100 ile sınırlandırıyoruz.”
“Önümüzdeki süreci çok daha verimli kullanabileceğiz”
“Yetenek, zeka, eğitim konularını yeniden çerçeveleyip üzerinde düşünürsek, kavramlarımızı gözden geçirirsek mesafe almamamız için bir sebep yok” ifadesini kullanan Selçuk, “Kavramlar, kelimeler öncelikle karnından doğdukları topluma hizmet eder. Ondan sonra diğer toplumlar bundan yararlanır. Bizim kendi özgün kelimelerimizi oluşturmamız, kavramlarımızı üretmemiz gerekiyor.” dedi. Selçuk, Türkiye´nin eğitimde nicel olarak önemli mesafe aldığını belirterek, eğitimin niteliği konusunda da hedeflenen noktaya gelinmemesi için hiçbir sebep bulunmadığını anlattı.
Başarıya, çaba harcanarak küçük adımlarla ulaşılacağına işaret eden Selçuk, şunları dile getirdi: “Beraber düşünerek, hep birlikte eleştirileri paylaşarak bir olma noktasında bir yolculuk yapabiliriz. Önümüzdeki süreçte mesleki eğitim başta olmak üzere, çok pratik, çok işlevsel ve mevcut durumu çok daha verimli kullanabilecek bir noktaya geleceğiz. Maksimizasyon derdimiz yok, optimizasyon ile ilgiliyiz eğitimde. Optimal koşulları oluşturmak ile ilgiliyiz ve bir sistem tasarımı içerisinde bakmaya çalışıyoruz meseleye. Sistemin bütün bileşenlerini bütünsel olarak ele alıp her bir bileşenin birbiri ile ilişkisini, birbirini nasıl etkilediğini anlamaya çalışıyoruz.”